20 Aralık 2017 Çarşamba

Mirasımız CumalıKızık

UNESCOya mirasımız Cumalıkızık








 İstanbul'a  yakın yerler arayışlarımız devam ederken hani hep adını duyduğunuz yakın nasıl olsa bir gün giderim dediğiniz yer Cumalıkızık .Biz Cumalıkızık ve Saitabat'ı birlikte görmek istedik.Bence aynı destinasyonda birlikte görülmesi keyifli bir yer Cumalıkızık .Kahvaltı için tercih edilen  bir köy ama bizce Köy kahvaltısı  beklentisi için sizi hüsrana uğratabilir o yüzden Köy kahvaltısı için Saitabat ardından yakın mesafede olan Cumalıkızık ziyaret edilmelidir. İstanbul'dan arabanızla gidecekseniz Anadolu yakasına 140 km Bursa merkeze ise sadece 10 Km  Ankaraya yolunu takip ederek Cumalıkızık tabelasını talip etmeniz yeterli .Arabanız yoksa Bursa merkeze ulaştıktan sonra Nilüfer belediyesinin minibüslerinden Cumalıkızık minibüslerine binmeniz yeterli yada metro ile Kent Meydanına oradan da  ya da Cumalıkızık dolmuşlara bineceksiniz. Bu dolmuşlar Cumalıkızık’a kadar götürüyor.

Oğuzların 24 boyundan biri olan  Bozoklar (sağ )kolundan Oğuz Kağan'ın oğlu Yıldız Han'ın soyundan geldikleri kabul edilir. Kızık “ciddi ve kuvvetli” anlamına geliyormuş  . Kızık köyleri İç Anadolu'dan Bursaya gelen İpek yolu kenarında sıralanmıştır. Uludağ'ın eteğinde 5 adet kızık köyü vardır.  Cumalıkızık, Değirmenlikızık, Derekızık, Hamamlıkızık,Fidyekızık. 




Cumalıkızık Bursanın Nilüfer ilçesine bağlı bir köy (yeni hali ile mahalle)o zmanki adıyla Keşiş dağı olan Uludağ'ın eteklerinde ki beş kızık köyünden biri .Uludağ'ın dik etekler ile vadilerin arasında kalan yöre köylerine bu konumlarından dolayı ''kızık'' adı verilmiştir ama diğer taraftan da kızık adının  Oğuz Kaan destanına göre bir anlamı daha vardır.Cumalıkızık, bir Osmanlı Vakıf Köyüdür. Anadolunun Türkleşmesinde önemli bir boydur. Köyün kuruluşu 13 yüzyıl  Orhan Gazi dönemine denk gelir.Osmanlı dönemine ait sivil mimarinin  dokusu günümüze kadar gelebilmeyi başarmıştır. 700 yıllık bir geçmişi vardır .2000 yılında UNESCO geçici Dünya mirasındayken 2014 Yılında UNESCO Dünya mirası listesine alınmıştır .270 kadar ev bulunmaktadır ama şuan sadece 180 tanesi restarasyon ile kullanmaya elverişli hale getirilmiştir. 






Cumalıkızık evlerinin yapımında taş , ağaç ve kerpiç  kullanılır. Sokak ile evler arasında yüksek yüksek duvarlar vardır. Evler'in bazıları 2 ayrı tip evin birleşiminden oluşur.

Buna yaşam evi de demektedirler. Adeta dış dünyaya   kapanan, zemini kayrak taşıyla kaplı olan bir dış avlu da bulunur. İki kanatlı ahşap kapılar vardır.. Avluya ve evlere  girilen kapılar üzerinde kulplar ve dev tokmaklar bulunur .Avluya açılan alalarda ise fırın , kiler,ahır,kümesler ve tuvalet bulunur .Ünlü "Cumalıkızık evleri" iki- üç katlıdır. Üst katlardaki pencereler kafesli veya cumbalıdır. Ana giriş kapılarındaki kulplar ve tokmaklar dövme demirden yapılır. Evler sarı, beyaz, mavi, mor renklere boyalıdır. Evlerin arasında kaldırımsız, taş döşeli, çok dar sokaklar bulunur. Evler ağırlıklı olarak mavi ve tonlarında yer yer beyaz ve sarı renkler ile boyalıydı. Sokaklar çok dar hatta dünyanın en küçük sokaklarından biri olan ve genişliği sadece 60 cm olan Cin darlığı sokağı da bu köydedir .Yerler taş döşemedir. Köyde kaldırım yok .Bu taşlar öyle dizayn edilmiş ki bir eğim sayesinde uludağ'ın eriyen karları yavaşça süzülüp köyün üst tarafından merkeze doğru yavaş yavaş süzülürler.

                           


  





Gezilecek Yerler :

Köyün camisi, caminin yanındaki Zekiye Hatun Çeşmesi ve tek kubbeli hamamı Osmanlı devrinden kalmadır.mutlaka gezilmesi gereken yerlerden biri yapmaktadır.
Köyün meydanında geçmişten kalma  eşyaların sergilendiği  Cumalıkızık Etnografya Müzesi vardır. Köyde, Haziran ayında ise "Ahududu Şenliği" yapılmaktadır.




Ne Yenir - İçilir ? Elde açılmış köy peynirli ,açılmış Köyde gözleme yapan cafe evler  ,Salçalı köy ekmekleri tadabileceğiniz ,tarihi dokuda Kahvaltı edebilceğiniz avlular , 40 yıldır macun satan macuncu ,tadıp beğendiğiniz lezzetleri alabileceğiniz köy tezgahları ,Mis Gibi Türk kahvesi içebilceğiniz köy kahvehanesi .Dağ'dan gelen yeni toplanmış çilekler vsvsvsvs


Hediyelik :Yöresel oyalı yemeniler,el yapımı çoraplar ,patikler ,tahtadan anı eşyaları ile bir çok alternatif bulabilirsiniz .


Cumalıkızık da Rengarenk evleri, sıcacık sofralarına davet eden köy halkı   ile mutlaka gidilmesi gereken yerlerlerden biri .

Ebru Kaya Caymaz

19 Aralık 2017 Salı

Saitabatlı Köy annelerin elinden Kahvaltı


      Saitabatlı Köy annelerin elinden Kahvaltı
                    Son günlerde nefes almak için İstanbul'a yakın yerleri araştırır olduk .Yeni yapılan Osman Gazi köprüsü sayesinde İstanbul -Bursa arası inanılmaz yakınlaştığı için   hafta sonu alternatiflerinde Bursa başı çekiyor .Bu sefer rotamızı Saitabat  Köyüne çeviriyoruz. Ankara yolu üzerinden Bursa'dan İnegöl istikametine doğru  giderken Kestel'e doğru yola çıkıyoruz .kestel 'in içine  girip, Bursa çimento fabrikasını geçmeniz gerekiyor ,oradan dderekızık köyüne gidersiniz. Derekızık başlı başına bir yazı konusu olduğu için şimdilik pas geçiyoruz .Buradan itibaren doğal güzellik başlıyor hemen sol tarafınızda dere kalıyor .Dere boyunca da restaurantlar görebilirsiniz. Bence yazın sıcağında şehirler içinde kavrulurken bu yemyeşil yerlerde yeşil ve dinginliğin tadını çıkarın .Yazın derenin içinde masalar kuruluyormuş .Yaz mevsiminin bunaltıcı sıcağında  ayaklarınız derenin serin suyun içinde etrafınızda dostlarınızla mis gibi balık ve etlerin tadını çıkarın .Anılar biriktirin sevdiklerinizle .İstanbul'un trafiği , park sorunu ,üstüne üstüne gelen insan yığını içinde bu kısa nefesler ilaç gibi geliyor insana.Mevsim Kış yaz'a çok var diyor ve soğuk , kar , buz diye bahaneleri sıralıyorsanız size hemen İsveç sözünü hatırlatmak istiyorum ."Kötü hava yoktur , Yanlış kıyafet seçimi vardır " Giyinin sıkıca  hafta sonu arabanıza atlayın :) buna değecek. Saitabat'a gitmek istemem sadece doğal güzellikleri sebebiyle değildi.


  
Not:Bu fotoğraf saitabat köyü dayanışma derneği sayfasından alınmıştır

Burası "Türkiye'nin İlk Köy Kadınları Derneğinin Kurulduğu yer". Saiabat Köyü Kadınları dayanışma derneği 2002 yılının nisan ayında kurulmuş .Kurulma amacı ise çoğu ilkokul mezunu olan, evinde çocuk bakmakla yetinmek istemeyen, evlerinin bütçesine katıkıda bulunmak isteyen kadınların bir araya gelip hem iş hem de sosyal yaşam içinde var olmak istemeleri üzerine kurulmuş




          Not:Bu fotoğraf saitabat köyü dayanışma derneği sayfasından alınmıştır


             Yola 9 kişi başlamışlar zamanla bütün köy kadınları bu harekete dahil olmuş. 
Kadınlar sadece ekonomik özgürlükleri için hedeflememişler bu dayanışma derneğini . Kentten Köylere doğru hızlıca yayılan bireysellik dalgasına kapılmak yerine imece ve dayanışma ruhunu tekrar canlandırmak istemişler. Hep beraber çalışıp aile bütçelerine katkıda bulunmakla yetinmemişler bunun yanın da yardıma muhtaç insanlara yardım edip ,kendi kabuklarından çıkıp bir çok başarıya imza atmaya başlamışlar .Öyle ki başarıları Bursa yada Türkiye de sınırlı kalmamış Hollanda Sosyal işler ve İstihdam Bakanlığı tarafınan örnek dernek olarak da seçilmişler.Avrupa da bile  benzer bir örnekleri olmadıklarını bu alanda tek olduklarını "yavaş yavaş" diye tanımladıkları belgeleriyle tanımlamışlar .Saitabatlı Köy Derneği kadınları Geleneksel Hıdırellez şenlikleri ,Dünya Kadınlar gününü, Reçel ve Salça şölenleri ,Huzur evi gezileri gibi bir çok etkinlik düzenleyip ev sahipliği yapıyorlar. 




  Derneklerine ait bir web sayfaları var.
http://www.saitabatkkdd.org/ Bu sayfa üzerinden dernek tanıtım faaliyetlerini yaptıkları gibi  Birlikte imece usulü kendi yaptıkları tamamen doğal , lezzetli reçel çeşitleri,tarhana,salça,mantı, zeytin ,silor gibi tamamen kendi ürettikleri ürünlerini satıyorlar.
Siz gidemezseniz ürünler size geliyor.






Saitabat Köyü içinde kadınların kendi    işlettikleri bir Köy evi konseptinde bir restaurant bulunuyor. Kahvaltılarıyla meşhur bir yer. "Sultan Annelerden köy kahvaltısı "hepsi bir örnek eşarp etek ve bluz giyinen kadınlar mutfak da hummalı bir çalışma içindeler.Aynı evlerine misafir eder gibi ayakkabıları dışarıda bırakıp sundukları terliklerle içeri giriyorsunuz. Sizlere gösterdikleri köşelerde sakız gibi bembeyaz kaneviçe işli sedirlerde kahvaltınızı bekliyorsunuz.Adettir ya eski anadolu da Soğuk kış gününe Sıcak mis gibi Tarhana ile başlamak .Kahvaltı atlığı sıcacık çorbanız geliyor .Bizim bayramlarda yaptığımız halis köy Lokumu yani nam-ı diğer cevizli ekmeği ... Sonrasında ise muazzam köy kahvaltısı aynı anneanneniz hazırlarmış gibi . Siz çocukluğunuza doğru yol alırken  ılık ılık yudumluyorsunuz çayınızı .Gözlemeler , Üzeri kaşar peynirli silör , kuymak derken lezzet şöleni gibi sıralanıyor herşey bir biri ardına .Şimdiden söyliyeyim gitmeden mutlaka rezervasyon yaptırın. Gruplar tarafından çok tercih edilen bir mekan .











Kahvaltı sonrası kendinize benim yerime de bir Türk kahvesi söyleyin . Köy evinin hemen yakınında bulunan  küçük şelalaye doğru yürüyüşe çıkın .Çocukların için pony atalar binecek yerler var.Sağlı sollu bal kovanları ve satış yapan insanlar .Çok dingin ve insanı mutlu eden bir yer .Mutlaka bir kez olsun görülmesi gereken bir yer.

































 

Gezdim-Pişirdim-Yazdım Template by Ipietoon Cute Blog Design