21 Şubat 2011 Pazartesi

MUTLU YILLAR ANNECİMMM



MUTLU YILLAR ANNECİMMM




Yazmak istediğiniz yazıp yazıp sildiğiniz anlarda cümleler kalbinizden ellerinize dökülemiyorsa bilinki  beyniniz ile kalbiniz bir araya gelemiyordur .Aklınızda benim gibi günlük yapılması gereken işleri  düşünürken yüreğinizde özlem vardır . Çocuk gibiyim özlediğim şeyleri sıraladığımda 30 'lu yaşların kadını değilim de 8 'li yaşların çoçuğu gibiyim. 
Annemi gerçekten çok özledim......

Annemden bu kadar uzak olmak   yüreğimde boşluk yaratıyor .Boşluk büyüdükçe ağırlığı  bütün kasfetiyle üstüme çöküyor.Hergün arasamda konuşmayı çok uzatamıyorum konuşma uzadıkça hırçınlaşıyorum .Hırçınlaşıyorum çünkü  onunla geçireceğim zamanlarımın değerini yeni anlamışken şuan mesafeden dolayı hiç bir şey yapamıyorum. Kendi annesinin eksikliğini gecelerden  uyumayarak çıkaran annemin yerinde olmak istemiyorum .Koskocaman kadın zannederken ana kuzusu olduğunu öğrenmek çok garip geliyor ...

22 şubat 2011 Annemin doğum günü ve ben ondan tam 1049 km uzaktayım ...Doğum gününde yanında olamayacağım . Şuan İstanbulda olup anneme benden daha yakın olan herkesi kıskanıyorum diyebilirim.

Annecim doğum günün kutlu olsun , iyiki doğmuşsun ve iyiki bizi doğurmuşsun .İyiki senin gibi bir annenin evladı olmuşuz.Saatin 23:59 olmasını bekliyorum .Sana ilk sarılıp yanında olamayacağım ama ilk arayan ben olmak istiyorum. Saat 24:00 olduğunda gün 22 Şubat'ı gösterdiğinde ben en mutlu sesimle annemi arayacağım ve mutlu yıllar annem diyeceğim ve gözümden yaş geldiğini belli etmeyeceğim .O da gözünden yaş süzülürken teşekkür edecek ve bana belli etmeyecek ....

Şimdi bu yazıyı okuyan sevgili akrabalarım annemi yarın yanlız bırakmayın .Siz hep birlikte benim yerime annemin yanında olun ki annem bir yanı eksik olurken sizinle yani sevdikleriyle mutlu olsun ...





Annecim Seni SEVİYORUM...

20 Şubat 2011 Pazar

SANCTUM

                                                                     SANCTUM 


18 Şubat 2011 Cuma akşamı bu filmi izlemek üzere Trabzon Forum alışveriş merkezine gittik. Alışveriş merkezinde Cine Bonus da izlemeye karar verdik. Film 3D boyutluydu ve gözlük eşliğinde izleyebileceğimizi söylediler ..

"SANCTUM";Sanctum ingilizcede kutsal yer, girilmesi yasak özel oda anlamına geliyor aslında kelimenin aslı Latince  sanctorum en mukaddes yer; inziva yeri, hususi hücre; harim anlamına geliyor. Sanctum ;"Avatar” ve “Titanic” filmlerinin yönetmeni James Cameron.'un  filmi olduğunu okumuştum ve bu yüzden görsel olarak beklentim oldukça yüksekti. 3D olduğunu görünce de  mutlaka gitmem gerektiğini düşündüm .Görsel olarak beklentimin biraz altında kaldı Avatar'dan sonra beni kesmedi diyebilirim .

Film Aksiyon, macera , dram ve gerilim  tadında .Bazı sahneleri vardı ki gerçekten bizi germeyi başardı. Ancak,filmin bizde biraz aceleye geldiği hissiyatını da uyandırdı. Daha detaylı çekim sahneler olabilirdi.Yinede sıkılmadan izleyebildim. Geçtiğimiz yıllarda eşimle dalış yapabilme şansımız olmuştu. İstanbulda Posedion su altı dalış merkezi ile başladığımız serüvenimiz şansızlıklar sonucunda  tam sonlandı derken... Kaş'da muhteşem NaturaBlue'nun eğitmeni Yusuf Ziya Sulekoglu sayesinde devam etti. Hakkını da yiyemeyeceğim ilk dalış eğitmenim sevgili Gül Erden, koşullar uygun ve yeterli zamanı olsaydı, bize en az Yusuf hoca kadar sevdirirdi su altını :) .

Bu konuda çok çok bilgili değilim ama eğitmenin  verdiği talimatları yapmaya çok hevesli ve sualtını çok sevenlerdenim. Kendimi çok rahat ve huzurlu hissediyorum. Aynı şeyi eşim için söyliyemiyeceğim sırf beraber paylaşmak adına Scubadving'e benimle başladı diyebilirim. Sonrasında yavaş yavaş sevmeye başladı. Dediğim gibi ben sualtını çok sevenlerden olduğum için film bana daha güzel geldi. Ama eşim izlerken bir ara bayağı gerildi neden diye sorduğumda Yusuf hoca bizi Kaş'da  bir vadiye götürmüştü. Uzaydaymışız gibi havada kaldığımız vadiye giderken,  eşim bize belli etmemişti ama akıntı onu bayağı zorlamıştı. Sanırım filmi izlerken o an yaşadıkları aklına geldi ve biraz daha fazla gerildi :)

Gelelim yüzeysel olarak Film'in konusuna ;

Film'in ana karakterleri usta mağara dalgıçı Frank Mc Guire ,usta dalgıç'ın oğlu Josh , ve araştırmanın finansörü Carl Hurley,Carl'ın kız arkadaşı ve araştırma ;ekibi... Güney Pasifik'teki Esa-ala Mağaralarında aylardır su altı kazı çalışması yürütmektedirler.Dünyanın en karmaşık tünel sistemine sahip  mağarada tropikal bir fırtına yüzünden sıkışıp kalmışlardır. Ekibin lideri olan Frank denize açılan bir çıkış olduğuna inanmaktadır ve bu çıkışı bulmaya çalışırlarken liderlik, insan zekası , doğanın izlerini okuma  gibi olguların önemi  filmde ön plana çıkarken . Şiddetli sular, çıkışı olmayan tüneller, ekip'in başına gelenler, azalan erzak ve ekipmanlar  kaçınılmaz son ...Kurtulmak mümkün müdür? Yoksa ölüm onları ziyarete gelinceye kadar mağarada hapis mi kalacaklardır.

Kesinlikle evde izlenmeyecek bir film 3D olarak sinemada izlenmesi gerekir ...İyi seyirler








 

Gezdim-Pişirdim-Yazdım Template by Ipietoon Cute Blog Design